Sözde Osmanlı’nın Olması Gereken [Özgürlük ] Anıtı'nın İçinde Ne Var?!

Sözde Osmanlı’nın Olması Gereken [Özgürlük ] Anıtı'nın İçinde Ne Var?!

Bugün ki yazımda Özgürlük Heykeli’nin kısaca tarihine, nasıl yapıldığına ve içerisinde nasıl gezinildiğine değineceğim.

Heykelin asıl adı “ Liberty of Enlightening the World” idi çevirisi ise “Dünyayı Aydınlatma Özgürlüğü”. 1886 yılında Fransa’dan Amerika’ya armağan edilmişti.

Kocaman binalarıyla bildiğimiz Newyork, Manhattan’dan biraz uzaktaki Özgürlük adasında bulunan heykele vapur ile gitmek yaklaşık 15 dakika sürmekte.

Heykelin sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir tablet bulunuyor ki tablette bağımsızlığın ilan edildiği tarih yazıyor. Yerden ve fotoğraflardan göremeyeceğiniz bir başka detay ise ayaklarının ucundaki kırılmış prangalar ki bunlarda köleciliğin sona erişini simgeliyor.

Heykel bronzdan yapıldığından ilk başta rengi turuncumsuydu fakat bu turuncu renk 20 yılda yağmur ve rüzgarla birlikte oksitlenerek yeşil halini almış ki hala daha böyle gözüküyor. Yapıtın etrafını saran bronz metal sadece 2.4mm kalınlıkta ki bu cidden çok ince, bu kadar ince metalle bunca yıldır sağlam duran bir yapıt ortaya çıkarmak elbette, ancak bolca emekle olabilir.

Özgürlük heykeli, Fransız heykeltıraş Frederic Auguste Batholdi tarafından dizayn edildi. Kendisi heykeli ilk önce 1.2 m uzunluğunda, kilden inşa etti. Ardından 2.4 m uzunluğunda, 10 metre uzunluğunda ve en son parça parça alçıdan inşa edip her şeyi güzelce dizayn etti.

Alçıdan sonra parçalar halindeki heykel, bronz metalden tekrar yapıldı. Peki bronzu nasıl şekillendirdiler? Derseniz eğer: adı Repousse (Kakma) olan bir teknik kullanıldı ki isterseniz bu videoyu izleyip nasıl şekillendirdiklerini az çok anlayabilirsiniz. 

İçerisindeki destek parçalar olmadan bu heykelin sadece bronz çevresiyle durmasının imkanı yoktu, işte bu yüzden içerisine bir şeyler koymaları gerekti ve onu da isminin tanıdık geleceğini düşündüğüm Gustave Eiffel dizayn etti. Kendisi aynı zamanda soyadını verdiği Eiffel kulesini de dizayn etmişti.

Sadece iç parçalarının birleştirilmesi yaklaşık 10 sene sürdü, yapıldıktan sonra heykel 350 parçaya ayrılıp Amerika’ya yollandı. Amerika’ya vardıktan sonraki 4 ay da kaidenin üstüne konulması sürdü.  Tarihçesine kısaca değindiğimize göre şimdi de adanın yapısından ve heykelin içinden bahsedebiliriz.

Adanın bir kenarından müze bulunuyor etrafında hediye dükkanları ve bilgi edinme binası vb. yerler var, ucunda ise heykel bulunmakta. Heykelin en altındaki taş yıldıza benzer bir şekilde, ardından heykel yükseldikçe manzarayı izlemek için balkonumsu açıklıklar bulunuyor.

 Ve sonrasında kaide geliyor. Kaidenin içerisinde yukarıya doğru çıkabilmek için iki farklı çözüm yolu var birincisi merdiven, ikincisi asansör fakat asıl heykelin içerisine geldiğimizde, adını ikili sarmal yapı koydukları ( DNA’da ki gibi “double helix” ) merdivenler bulunuyor. 

Bu merdiven tek yönlü; çıkıyorsunuz, tepeye ulaşıyorsunuz ve aşağıya iniyorsunuz.

Meşaleye çıkmak yasak olduğu için en çok kafasındaki taca kadar çıkabiliyorsunuz ve yolculuğunuz bu şekilde bitiyor.

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ