Covid-19 Aşısı Üretilen Laboratuvarların İçerisinde Neler Yapılıyor?
Koronavirüs çıkalı yani SARS cov-2 ( İKİ), yaklaşık 2.5 sene oldu. Başta hepimiz bu durumdan sıkılıp ( ki hala daha sıkılıyoruz tabii) aşı için dua ederken şimdi çıkan aşıları beğenmiyoruz, bilimselliğine güvenmiyoruz ve her haltı komplo teorileriyle açıklamaya çalışıyoruz. Bugün bu durumu biraz daha açıklığa kavuşturmak için, covid-19 aşısının üretildiği bir laboratuvar da neler yapıldığını sizlere anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle covid-19 neye benziyor?
Üç boyutta görebilmek için bu videoyu izleyebilirsiniz:
Hücresel yapısının üstünde birkaç çeşit protein bulunuyor, bunlardan bazıları:
- Membran Proteini
- Envelope Protein
- Spike Proteini
Spike proteini, koronavirüse adını veren proteindir. En dışta gördüğünüz 3 tane ucu varmış gibi gözüken yeşilli protein, spike proteinidir. Tipi bir tacı anımsattığı için, yani ingilizcesiyle “crown” , bu benzerlikten dolayı virüsün adı koronavirüs konulmuş.
Spike proteinleri bizim sağlıklı hücrelerimizin virüs kapmasına sebep olan asıl protein, üç çıkıntı gördüğünüz yerler hücrelerimizin üzerindeki proteinlere sanki kilide anahtar sokuyormuşcasına uyuşup hücrelerimizi ele geçiriyor ve bu şekilde virüs kapıyoruz. Her ne kadar vücudumuz farklı bir şeyin hücrelerimize girdiğini, girmek istediğini anlasa da başta gösterdiği tepki yavaş olduğu için virüsün hızına yetişemeyip hastalanıyoruz. İşte aşının faydası da tam olarak burada doğuyor. Biz hastalanmadan hücrelerimize virüsü tanıtıyor ve virüse karşı bağışıklık oluşturmamızı sağlıyor.
Aynı şekilde nasıl virüs kaptığımızı daha iyi anlamak isterseniz şu videoyu da izleyebilirsiniz:
E Bu Aşı Muhabbeti Ne Böyle, Çok Hızlı Gelişmiyor mu Her şey?
İşin aşı kısmına gelirsek eğer öncelikle şunu bilmemiz gerekir. Teknoloji bir yılda iki yılda gelişen bir şey değildir. Bugün elde ettiğimiz yeni bir sonucun sebebi 10 yıl önce 20-30 yıl önce yaptıklarımıza ve belki de daha da eskideki gözlemlerimize dayanır.
2011 yılında çıkan SARS (ki bu da korona diye geçiyor) aynı şekilde 2012’de çıkan MERS (aynı şekilde korona diye geçiyor), bu virüslerin incelenmesi ve üzerine yeni çalışmalar üretilmesi bize şu anki aşıları vermiş oluyor.
2011 yılından bu yana araştırılan koronavirüs üzerinde spike proteini aynı şekilde geçen senelerde karşımıza çıkan spike proteiniyle yapıca örtüşmeler yaşadığı için elde edilen bilgilerden yararlanarak hızlıca aşı üretmek mümkün olabildi, ayrıca unutmamak da gerekir ki bu aşılar 3D çalışmalarla, bambaşka yeni milyon dolarlık cihazlar kullanılarak yapılıyor ; canon kamerayla çekilerek ya da eski usul teknolojik aletler kullanılarak değil. Bu duruma biraz olsun açıklık getirebildiysek eğer devam ediyorum.
Koronavirüs aşılarının batı usullerinde kullanılan yöntem şöyle: normalde zayıflatılmış virüs ya da ölmüş ( hayatta olmayan da diyebiliriz çünkü virüsler canlı değildir) virüs verilirken aşılar da, günümüzde üretilen yani son çıkan aşılarda bize virüs değil sadece üzerindeki spike proteini veriliyor.
Şöyle bir sıkıntı var ki spike proteini sabit durmuyor, hücre üstünde sünger gibi hareket ediyor ve onu aşı da kullanabilmek için sabit tutmamız gerekiyor. Bilim insanları sabit tutmak için farklı bir aminoasiti kulanıyorlar ve işlem şöyle gerçekleşiyor: İmmortal human cells yani laboratuvar ortamında kullanılan bir nevi ölümsüz hücrelere bu aminoasitler bir sıvı içerisinde veriliyor. Verilen proteinleri dışarı atan hücreler sıvıyı o aminoasitle doldurmuş oluyor ve bu elde edilen aminoasitli su spike proteini dondurmak için kullanılıyor.
Bir soru, bu aşıda kullanacakları spike proteinin yapısının doğru olduğundan nasıl emin oluyor?
Bunun için spike proteinin üç boyutlu halini oluşturuyorlar ki onu da kriyo-elektron mikroskobunu kulanarak yapıyorlar.
Elektron mikroskobuyla covid-19’un bir nevi fotoğrafını çekip kendi ürettikleri spike proteiniyle teyit ettikten sonra yollarına devam edip yeni aşıları üretiyorlar. Benim daha anlatmadığım, bizim laboratuvarlarımızda bulunmayan onca cihaz ve kullanılmayan onca yöntem var ki…
İşte covid-19 aşısı üretilen laboratuvarların içerisinde eski usule kıyasla farkı olarak bunlar oluyor. Son olarak demek istiyorum ki satımı ve süreci biraz daha kapitalist olup bizi kuşkuda bıraksa da, oturduğumuz yerde bilimi inkar etmek hiçbirimizin haddine değildir bunu unutmayalım.
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...