Victoria’s Secret’in Yeni Büyük Beden Modelleri

Uzun bir süre düşündüm; Victoria’nın bu kadar yıldır sakladığı sırrı, bizi vücudumuza küstürüp hepimizi özgüvensiz kıldıktan sonra, aradan sıyrılıp kendini mi yüceltmekti acaba diye. Daha sonra öğrendim ki sır aslında Victoria’dan gelmiyormuş, her şeyi başlatan bir adamın tekiymiş.

70’li yıllarda Roy Raymond eşine iç çamaşırı almak için alışverişe çıkmış ve kendini alışveriş sırasında çok rahatsız hissetmiş, ardından bu durum onun aklına şu anda bildiğimiz Victoria’s Secret fikrini getirmiş. Açılan mağazalar, çamaşırı giyecek ve alışverişi yapacak kadınlardan ziyade erkekleri tatmin etmek amacıyla kurulmuş. Yani anlayacağınız sırrı saklayan ve kadınları  hasta eden kişi bir kadın değil, bir erkekmiş.

Aslında bu durumu anlamak günümüzde çok da zor değil; Victoria’s Secret çoğunun adı şekerli böcekli fantezi isimleriyle koleksiyonlar oluştururken  SavagexFenty ( Rihanna’nın markası) gibi markalar daha çok tutku ve istek içeren koleksiyonlar satmaya başladı, bu sayede kadın ve erkek bakışının ne kadar farklı olduğunu daha rahat görebildik.

Modeller tek çeşit iken günümüzde oluşturulan pozitif dünya markalarıyla birlikte çeşitlendi ve renklendi. Bunların sonucunda da Victoria’s Secret’ın alıcısı azalmaya başladı. Hem ürünlerin gereksiz pahalı olması hem de insanın giyince kendini yetersiz hissetmesi, kadın alıcısını kötü etkiledi.

Bu durum aslında uzun bir süre önce fark edilip önlenmeye çalışılmıştı. 1982 yılında Les Wexner adlı bir iş adamı şirketi yaklaşık 1 milyon dolara satın alarak yeniden düzenleyip daha cana yakın bir hale getirdi; ancak kadın iç çamaşırı markasının başında bir erkek olduğunu unutmamak gerek, yani demek istiyorum ki hayal gücü hâlâ daha onların elinde.

Modeller yani melekler aşırı baskıcı, inanılmaz standartlarda ilgi görüyorlardı. Show’a birkaç hafta kala brokoli ve karnabahara kadar abartılacak şekilde diyetlerinde eksiklikler oluyor; birkaç gün kala su içmeyi aşırı derecede azaltıp (hatta son 12 saat hiç içmiyorlardı) her gün saatlerce bazen günde iki üç defa spor yapmak zorunda kalıyorlar; dizaynırlar ve marka çalışanları tarafından köle gibi sürükleniyorlardı. Aslında bu sadece Victora’s Secret’a özel bir durum değil, maalesef moda dünyasında işler böyle yürüyor. Genç yaşta kızlar ve erkekler aylarca süren; dünyanın her yerinde gerçekleşen moda haftalarına, arka arkaya katılarak günde onlarca defilede yürüyerek; günlerini uykusuz, aç ve evlerinden

çok uzak bir şekilde tek başlarına geçiriyorlar. Estetik bir köle sistemi gibi..

( 18 yaşındaki Adriana Lima) 

Her neyse Victoria’ya geri dönelim…

Markanın kendini biraz yenilemesi tabii ki yeterli gelmedi ve özellikle son beş senede dehşet bir düşüş yaşanmaya başlandı. Geçen yıl 50’den fazla mağaza kapatan Victoria’s Secret, bu işin böyle yürüyemeyeceğine kanaat getirip bambaşka bir pazarlama yönüne doğru ilerlemeye başladı.

Eski tek beden meleklerin hepsinin işine son verildi ve bununla birlikte Victoria’s Secret; yeni mankenler, yeni koleksiyonlar ve yeni bir fikirle önümüzdeki yıllarda farklı bir şekilde geri dönmeye karar verdi.

Bu sefer modeller yani melekler, işleri sadece mankenlik olan kadınlardan ziyade içlerinde oyuncuların ve futbolcuların olduğu değişik bir gruptan oluşacak.

Uzun süredir eski meleklerin görüntüsüne hâkim olanlar, yeni modellerin ve markanın pazarlama stratejisinin saçma ve gereksiz olduğunu ileri sürüyor.

Şahsi görüşümü vermem gerekirse eğer: İnsanlar modayı ve modelliği öylesine  lay lay lom bir meslek olarak görüyor fakat insanın üzerine giyebileceği ve satabileceği bir sanat yaratmanın, yeni bir fikir ve desen üretmenin hiç kolay olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden hali hazırda bekleyen büyük beden modeller vb. birçok kişi  ( erkekler de dahil olmak üzere) varken neden Priyanka Chopra gibi birinin manken olarak alındığını anlayamıyorum.

Düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın, sevgiler…