Olivia Colman ve Helena Bonham Carter’ın Ardından… The Crown’ın Beşinci Sezonu Ne Zaman Yayınlanacak

Olivia Colman ve Helena Bonham Carter’ın Ardından… The Crown’ın Beşinci Sezonu Ne Zaman Yayınlanacak

Bu blog da kraliyet ailesi hakkında birçok yazı yayınladım, o yüzden üzülmeyin. Bu sefer de durum pek farklı olmayacak.

Sanırım biraz geç kaldım ancak The Crown’ı izledim, dürüst olmak gerekirse; The Crown’ın 4. Sezonunu izledim. Sebebini tek kelimeyle özetlesem bile olur: Diana. Bu yüzden de Prenses Diana için izlediğim 4. Sezonu önceki sezonları izlememiş biri olarak yorumlamaya karar verdim.

Öncelikle değinmek istediğim, kendimi cahil hissettim. Dizi her ne kadar tamamıyla İngiltere tarihinden alınmasa da, birçok şey gerçeklerle benzeşiyor. Ve izlerken ister istemez bazı noktaları anlayamıyorsunuz ya da o konulara çok yabancı kalıyorsunuz çünkü Britanyalı değilsiniz ( Direk dördüncü sezondan başladığım için de olabilir.) Diziyi izlerken İngiltere tarihi hakkında zerre bilgim olmadığını fark ettim ya da İngiltere’nin diğer dünya ülkelerine neler yaptığına. Bize yapılanı ve Ortadoğu da olan biteni hepimiz Anadolu insanı olarak az çok biliyoruz ancak, okyanusların ve denizlerin ötesindeki topraklara neler yaptıklarını ya da beyaz ırk olarak farklı hava ve hayat şartlarında kültürlerini nasıl koruduklarını ve varlığını sürdürdüklerini bilmiyoruz. Kınanacak ve örnek alınacak çok şeyin olduğunu fark ettim.

Her ne kadar sistem olarak ve derinlemesine incelendiğinde şahsımca iğrenç olan kraliyet geleneği aslında ülkenin günümüzde de zengin kalmasını sağlayan en önemli faktörlerden biri. Kraliyet ailesinin sadece süs olduğunu başka da bir işe yaramadığını sanıyordum eskiden ancak diziden sonra fark ettim ki aslında işler pek de öyle yürümüyormuş, hala daha beyaz adamların kölesiymişiz. 

Dizi sinemaya olan sevgimi arttırırken monarşiye olan öfkemi körükledi. Yani baya başarılı bir yapım diyebiliriz! İngiltere’nin ve kraliyetin donuk ruhunu ve basık havasını hiçkimsenin konuşmadığı boş bir sahne de bile yatak örtüsünün renginden ya da çiçeklerin duruşundan anlayabiliyorsunuz.

 Oyuncuların kendilerini adamışlıkları adeta paha biçilemez. Bu diziyi izlerken Helen Bonhem Carter’ın nasıl da harika bir oyuncu olduğunu çok daha iyi anladım. Oynadığı her karakter ondan o kadar uzak o kadar bağımsız ve o kadar kendi içinde doğal hissettiriyor ki yüzün baktığınızda asla Harry Potter’mış, Sweeney Todd’muş hiçbiri aklınıza gelmiyor.

Ve Emma Corrin, ilk defa bir dizisini/filmini izledim ve cidden başka projeleri için beklemekte olacağım. Diana’nın duruşlarını bazı yerlerde abartmış gibi hissettim ancak ses tonu ve aksağanı sanki gerçekten Prenses Diana’ymış hissi verdi.

Bazı yerler çok yavaş bazı yerler çok hızlı geçmiş gibi hissettim ancak tüm sezonu yine de 4 günde bitirebildim. Benim için 10 üzerinden 7’lik akıcı bir diziydi. Acaba yeni sezon ne zaman?

 

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ