Dansçı/Casus "Mata Hari" Kimdir? "Mata Hari" Ne Demek?

Mata Hari adını daha önce duymuş olabilirsiniz. Paulo Coelho’nun “ Casus” adlı kitabından belki de 2021 Erovizyon Şarkı Yarışmasındaki Azerbaycan temsilcisi Efendi’nin “Mata Hari” adlı şarkısından. Hollandalı egzotik dansçı /casus(?) sahne adı ”Mata Hari” olan Margaretha Geertruida Zelle'nin  hayat hikayesi:

“Mata Hari” Nasıl Bir Çocukluk Geçirdi?

Margaretha 1876 yılında Leeuwarden, Hollanda da doğdu. Varlıklı bir aileye doğan Margaretha’nın babası Adam, bir şapka satıcısıydı ve maalesef ki talihsiz yaşamın bir defa okşamasıyla birlikte iflas etti. Annesini 15 yaşında kaybetti ve bu vefattan sonra babası, Margaretha’nın ikiz kardeşini alıp küçük oğlan kardeşini ve Margeratha’yı dedelerine bırakarak yeni bir hayat kurmak amacıyla “kaçtı”. 

 

Katolik bir kız okuluna gitti dadı olacak beklentisiyle, fakat doğruluğunu bilmediğimiz “50 yaşındaki müdürle fingirdiyor bu” suçlamalarından dolayı 17 yaşında okuldan atıldı. Bu olaydan sonra amcasının yanına taşınmak zorunda kaldı. Hayatına yön vermek mecburiyetinde olan Margaretha bir gün gazete de askeri kaptan olan Rudolph MacLeod adlı birinin evlilik ilanını görerek, MacLeod’a güzel bir fotoğrafını attı. Aralarındaki 50 yaşa rağmen; MacLeod, Margaretha ile evlendi.

Çift önce Amsterdam da yaşadı ancak bir süre sonra Enzonezya’ya ( MacLeod, Dutch East Indies’de görev yapıyordu çünkü) taşındı.

 

 

İki tane çocukları oldu. MacLeod metresi bulunan bir alkolikti ve Margaretha’nın diğer erkekler üzerindeki cazibesini çokça kıskanıyordu. Sağlıksız ve dalgalı ilerleyen ilişkinin bir döneminde Margaretha, MacLeod’u terk edip Endonezya da bir dans şirketine kaydolup oryantal danslar öğrenmeye başladı.

Ve nihayet sahne adı “Mata Hari” ile anılmaya başlandı!

 

 

“Mata Hari” Ne Demek?

Ülkenin yerli dilinde “Mata Hari”; tam anlamıyla “güneşin gözü” demek.

 

Bir süre sonra çocuklar ölesiye hastalandı.

Küçük oğulları vefat ettikten sonra aile Avrupa’ya geri döndü. MacLeod, Mata’yı Paris de tek başına bırakıp küçük kızlarıyla birlikte şehirden ayrıldı.

Koca şehir de yapayalnız olan Mata, para kazanmak zorundaydı. Bir süre sirkte çalıştıktan sonra bir arkadaşının önermesiyle dans etmeye başladı. Endonezya da öğrendiği egzotik dansları yapıyordu, dans ettiği klüpler insanla dolup taşıyor ünü dudaktan dudağa dalgalanıyordu. Ancak başına bir dansçının gelebileceği en kötü şey geldi, yaşlandı. Eskisi gibi izleyeni olmuyordu. Fakat her şeye rağmen eski hayat tarzını karşılayabilmek istiyordu. 

 

Ve Birinci Dünya Savaşı Patlak Verdi!

Mata Hari'nin bir Alman casusu olarak ve bir süre için Fransızlar için ikili bir ajan olarak hareket ettiğine dair bazı kanıtlar var, ancak Almanlar onu az değerli istihbarat üreten etkisiz bir ajan olarak tarihlerine yazmıştı. Hakkındaki askeri duruşma, önyargı ve ikinci derece kanıtlarla delik deşik oldu ve Fransız makamlarının, Fransız ordusunun batı cephesinde maruz kaldığı büyük kayıplar için bir oyalama olarak onu “yüzyılın en büyük kadın casusu” olarak adlandırdı.

Yaptıklarının ne olduğunun hala daha kesin bir cevabı yok çünkü birden fazla şey ile suçlandı. Ancak biliyoruz ki 41 yaşında öldürülmeden hemen önce yaptığı en son şey, askerlere küçük bir öpücük yollamaktı.